17 Haziran 2009 Çarşamba

SAÇAKLI MANTIK MI?KLASİK MANTIK MI?


Bir akıl yürütme biçimi olan mantık, insanın, karşılaştığı hadiseleri yorumlarken ve sınıflandırırken kullandığı en temel entelektüel araçtır. Bu yazıda da saçaklı mantık sisteminin, klasik ikili mantık sisteminden farklarına değinelim istiyorum. 
Klasik mantık, temelde bir hükmün ‘doğru’ veya ‘yanlış’ şeklinde sadece iki farklı değer olarak ifade edilebileceğini kabul eder. Örneğin, “Ayşe kısa boyludur.” önermesini ele alalım. Klasik ikili mantığa göre bu hüküm ya doğrudur ya da yanlıştır. Ayşe kısa boyludur ya doğrudur ya da yanlıştır. İnsan biraz düşündüğünde bu iki durumda da bir eksik bir taraf olduğunu görür. ‘Ayşe kısa boyludur’ hükmü, aslında ‘neye göre ve kime göre kısadır’ diye düşünüldüğünde, ortaya kesin olmayan sonuçlar çıkmaktadır. Oysa gerçek, Ayşe’nin Fatma’ya göre daha kısa, Hatice’ye göre daha uzun olduğudur. Burada belki,Ayşe orta boyludur,demek daha doğru olacaktır.Bu çıkardığımız sonuç ise,Aristo mantığından farklıdır ve kesinliği olmayan,saçaklı mantığa dayalı bir cümledir.

Daha çok doğulu toplumlarda görülen bu mantık türüyle, günlük hayatta da karşılaşmaktayız. Bizim toplumumuzda insanlar, kuralların gerekliliğine iki kere iki dört eder derecesinde inanmadıkları için belirgin bir kuralları çiğneme eğilimi vardır. Örneğin; kırmızı ışıkta geçen insanlar, kendilerine her zaman araba çarpmayacağını bildiklerinden(saçaklı mantığa göre düşünür),bazen kırmıza ışıkta da geçtikleri olur. Bir batılı gibi düşünecek olsaydık(Aristo mantığına göre), bu şekilde hareket etmeyip trafik kurallarına mutlaka uyulması gerektiğini düşünecektik.
   
Toplumsal kavramlar da bu bakış açısıyla ele alınabilir.’Ahmet bey kötü bir insandır’ önermesi, Aristo mantığının bir örneği iken;’Ahmet Beyin iyi ve kötü yanlarının var olduğu fikri, saçaklı mantık örneğidir. Toplumsal açıdan hangisinin daha iyi olduğunu sorgularsak, saçaklı mantığın burada bir adım önde olduğu görülür. Takdir edersiniz ki, bir insanın tamamen kötü yanlarını ya da iyi yanlarını görmek objektif bir bakış açısı değildir. Gün gelir yanılgımıza sebep olur. Ama her insanın iyi ve kötü yanları bulunabileceğini düşünmek , daha faydalı bir tutumdur.

Tabii, burada klasik mantığın basit ve daha anlaşılır, saçaklı mantığın ise daha karmaşık ve kafa karıştırıcı olduğu düşünülebilir. Fakat toplumsal açıdan ele alındığında, en iyi sonuçların kesin sonuçlardan çok, ara formlara da yer veren saçaklı mantığın daha iyi sonuç verdiğini görmekteyiz.

Peki, bütün bu eksikliklerine rağmen, neden hala pek çok toplumda ve bilim alanında Aristo mantığı kullanılmaktadır? İnsanlara kolay geldiği için diyebiliriz herhalde. İnsanlar zihinsel açıdan yorulmamak için ,kolay olanı tercih ediyorlar. Ama bu arada ,makul düşünemiyorlar ve gerçeklerden uzaklaşıyorlar.

Örneğin; Hitler'in insanları, Alman olanlar ve olmayanlar diye ikiye ayırmasının temelinde Aristo mantığı yatmaktadır. Örneğin; Stalin’e göre, insanlar ya devrimcidir ya da karşı devrimcidir ki, bu da Aristo mantığına dayanmaktadır. Bu verdiğim örneklerin toplumsal açıdan neyle sonuçlandığını ve dünyada ki yansımalarını, aşağı yukarı herkes bilmektedir.

Herhangi bir konudaki inancımızda, muhakkak ara katmanlar olmalıdır. Yani; bir şey kesinlikle ‘ya öyle, ya da böyle’ değildir. Hayatta her şey, bir derece meselesidir. Halbuki, işin kolayına kaçarak ara katmanları inkar etme ikilemine düşmekteyiz. Örneğin; ülkemizde ki laiklik, Müslümanlık gibi birtakım kavramlar da, aynı yanlışlıkla ele alınmakta. Böylece insanlar, kategorize edilmekteler. Bu da, tabii ,toplumsal ayrışma ve çatışmalara neden olabilmekte. Kendi kültürümüze ait olan düşünce yapısını tekrar benimsersek ( Aristo mantığını bırakıp saçaklı mantığa yönelirsek) ve insanları kategorize etmeden, oldukları gibi kabul edebilirsek, daha mutlu bir toplum olabiliriz.

Bütün bunlardan sonra, sizce hangi mantık türünü benimsemeliyiz acaba?