13 Ağustos 2008 Çarşamba

MERMERCİ VE HEYKELTRAŞ


Bir heykeltıraş, işleyip heykel yapmak üzere mermer satın almak istiyordu. Mermercinin bahçesinde dolaşırken, köşeye atılmış bir kaya parçasına gözü ilişti. "Bu mermer parçasının fiyatı nedir?"diye sordu mermerciye."Bedava" cevabını verdi mermerci, "eğer işine gerçekten yarayacağını düşünüyorsan, para vermeden götürebilirsin." Heykeltıraş şaşırmıştı:"Neden bedava veriyorsun bunu?""Şekli bozuk çünkü" dedi mermerci, "kimse satın almak istemiyor ve bahçemi işgal etmekten başka bir işe yaramıyor. Alıp götürürsen, beni ancak mutlu edersin."Birkaç ay sonra, heykeltıraş mermercinin dükkânına elinde bir kutuyla girdi ve kutuyu mermerciye uzattı. Mermerciyi kutuyu açti, içinde harika bir heykel duruyordu."Şu güzelliğe bakın!" dedi mermerci. "Eminim bu sanat eseri için büyük paralar isteyeceksin. Peki ama onu neden bana getirdin?Biliyorsun, ben sadece mermer tası satarım..." "Hayır, hayır" diye cevapladı sanatkar, "bu sana bir hediye." "Bana hediye mi? Neden?""Çünkü bu taş senin.""Nasıl yani?""Hatırlamıyor musun, buraya altı ay önce gelmiştim ve bana bahçenin köşesinde duran bir tas parçasını vermiştin?""E... evet, o heykeltıraş sendin. Simdi hatırladım.""Işte bu heykeli bana verdiğin taştan yaptım."Mermerci altı ay önce söylediği sözleri hatırlayıp utandı:"Allah'ım! Bu harika heykelin o çirkin taştan çıkabileceğine kim inanabilirdi ki?"Michelangelo da başka heykeltıraşların almak istemediği bir büyük mermer bloğu alıp o dünyaca meşhur Hz. Davut heykelini yapmışti.Kendisine bu harika sanat eserlerini nasıl yaptığını soranlara da su cevabi vermişti: "Ben her mermerin içinde bir melek görürüm ve onu özgürlüğüne kavuşturuncaya kadar, mermeri keski ve çekicimle oymaya devam ederim." Ne dersiniz, çoğu zaman beğenmediğimiz, şikayet ettiğimiz hayatımız da o çirkin mermer parçasına benzemiyor mu? Yapmamız gereken, hayat taşımızın üzerindeki fazlalıkları atmak ve içimizdeki meleği açığa çıkarmak değil mi? Hayatımız Yaratıcımız' dan bize bir hediye.Onun içinden çıkarttığımız sanat eseri ise bizim ona hediyemiz...

5 Ağustos 2008 Salı

HAYATTA HİÇBİRŞEY YOLUNDA GİTMİYOR DİYENLERE...


Çin Bambu ağacının yetişmesi, olumlu israr için güzel bir örnektir. Çinliler bu ağacı şöyle yetiştirir:

Önce ağacın tohumu ekilir, sulanır ve gübrelenir.

Birinci yıl tohumda herhangi bir değişiklik olmaz. Tohum yeniden sulanıp gübrelenir.Bambu ağacı ikinci yılda da toprağın dışına filiz vermez.Üçüncü ve dördüncü yıllarda her yıl yapılan işlem tekrar edilerek bambu tohumu sulanır ve gübrelenir. Fakat inatçı tohum bu yılda da filiz vermez.Çinliler büyük bir sabırla beşinci yılda da bambuya su ve gübre vermeye devam ederler. Ve nihayet beşinci yılın sonlarına doğru bambu yeşermeye başlar ve altı hafta gibi kısa bir sürede yaklaşık 27 metre boyuna ulaşır.

Akla gelen ilk soru şudur :Çin bambu ağacı 27 metre boyuna altı hafta da mi Yoksa beş yılda mı ulaşmıştır?

Bu sorunun cevabı tabii ki beş yıldır.

Büyük bir sabırla ve israrla tohum beş yıl süresince sulanıp gübrelenmeseydi ağacın büyümesinden hatta var olmasından söz edebilir miydik?...

Bir başarının şartları her zaman çok basittir.

Bir süre için çalışın,

Bir süre tahammül edin.

Her zaman inanın.

Ve hiçbir zaman geri dönmeyin.

3 Ağustos 2008 Pazar

MUTLU OLMAK ÖNEMLİ Mİ?

Mutlu oldugunuzda mutlulugu yaşayan sadece kendiniz degilsiniz.

Sevgi dolu oldugunuzda, sevgiyi yaşayan ,sadece kendiniz degilsiniz. Barış ve huzur içinde oldugunuzda, barış ve huzuru yaşayan, sadece kendiniz degilsiniz. Mevlana oldugunuzda, Mevlanalığı yaşayan, sadece kendiniz degilsiniz. Siz bir yandan bunları yaşarken, bir yandan da farkında olmadan, evrenin enerjisini yükselterek, pek insanin hayatını etkiliyorsunuz. Yaşadıklarınız ile oluşan düşük veya yüksek frekanstaki enerjiniz ile, siz farkına olsanız da olmasanız da, inansanız da inanmasanız da, görsenizde görmeseniz de, toplu bilinçteki yaşam enerjisini fazlası ile etkilemektesinizdir .

Kanadalı doktor David Hawkins araştırmaları sonucu vardıgı deger şöyle:

Pozitif ve herşeyi oldugu gibi kabullenen mutlu bir insanın yaydıgı enerji,
90.000 insanin yaydıgı düşük enerjiyi dengelemektedir.

Sevgiyi gerçek anlamda yaşayan bir insanın yaydıgı enerji,
750.000 insanin yaydıgı düşük enerjiyi dengelemektedir.

Barış ve huzur içinde yaşayan bir insanın yaydıgı enerji,
10 milyon insanin yaydıgı düşük enerjiyi dengelemektedir.

Mevlanalığı yaşayan bir insanın yaydıgı enerji,
70 milyon insanin yaydıgı düşük enerjiyi dengelemektedir.

Peygamber,budha seviyesinde yaşayan bir insanın yaydıgı enerji ise
tüm insanlıgın yayadıgı düşük enerjiyi dengelemektedir.

Bugün, peygamber,budha veya mevlana olmasanızda,
90 bin insani mutlu etmeye ne dersiniz ?

1 Ağustos 2008 Cuma

OLUMLU DÜŞÜNEBİLMENİN SIRLARI

İnsan ancak belirli şartları oluşturarak ve önce kendisini tanıyarak pozitif düşünmeyi ve bunu alışkanlık haline getirmeyi başarabilir

Sadece söyleyerek pozitif düşünemezsiniz. Bunu yapmak için kendinize zaman ayırmalı, çatışmalardan uzak durmalı, korkularınızla yüzleşmelisiniz.

Her geçen gün hayatından memnun olmayan insan sayısı artıyor. Sorunlarıyla uğraşmaktan fiziksel, duygusal ve zihinsel olarak yorgun düşmüş bir çok insan, hiçbir şeyin düzelmediğinden ve her gün işlerin biraz daha kötüye gittiğinden yakınıyor.

Oysa sorunlarla başa çıkabilmek için yapılması gereken ilk şey; pozitif düşünmek. Ancak pozitif düşünebilmek öyle kendiliğinden olabilecek bir şey değil. Günümüz dünyasının koşullarında binlerce farklı uyaran tarafından etrafımız sarılmışken pozitif düşünebilmek için doğru şekilde hareket etmek gerek.

Öncelikle pozitif düşünebilmek için uygunabilecek tek bir formül olmadığını belirtmekte yarar var. İnsan ancak belirli şartların oluşması sonucunda pozitif düşünebilmeyi başarabilir. Diğer bir deyişle, bazı şartlar gerçekleşmeden pozitif düşünmek için gerekli şartların oluşması mümkün değildir.

Pozitif düşünebilmek için kişinin öncelikle içinde bulunduğu koşulları analiz etmesi, genel psikolojik ve fiziksel durumunu kontrol altına alması gerekir. İnsanların sadece kendi kendilerine telkin yoluyla pozitif düşünebilme noktasına ulaşması, diğer bir deyişle insanın sadece kendi kendisine "pozitif düşün" mesajı vererek pozitif düşüncelere yönelmesi çok zordur.

Bu nedenle kişisel yaşamımızda devamlılık gösterecek bir kaç sağlam hamle ile hayata daha pozitif yaklaşmayı daha kolay bir biçimde başarabiliriz.

KENDİNİZE ZAMAN AYIRIN

Hayatımızın çoğunu kuru kalabalık içerisinde oradan oraya sürüklenerek geçiririz. Kişisel süreçlerimizi daha sağlıklı yaşayabilmek için arada sırada hayatın içinde mola vermek ve kendimizle baş başa kalmak; zihinsel, duygusal ve fiziksel açıdan kendimizi daha iyi hissetmemiz için oldukça yararlıdır.

Kendinize zaman ayırarak, kişisel süreçlerinizi daha yakından tanıyıp, pozitif düşünmek için ihtiyacınız olan adımları daha iyi planlayabilirsiniz. Kişinin kendisine zaman ayırması, kendisini yüceltmesi demektir. Pozitif düşünebilmek için kendinizi yüceltmekten kaçınmayın.

ÇATIŞMADAN KAÇIN

Çatışma, hayatımızın bir parçası olarak her an her şekilde karşımıza çıkabilir ve doğası gereği olumsuz özellikler gösterdiği için de pozitif düşüncenin tam anlamıyla düşmanıdır. Çatışmanın kaçınılmaz olması, ondan uzak durulamayacağı anlamına gelmez.

Negatif enerjinin varlığını hissettiğiniz an, negatif enerji kaynağından uzak durmak, çatışmanın ortaya çıkıp olumsuz sonuçlar doğurmasını engellemek için etkili bir yöntemdir. Sebep ne olursa olsun, çatışmaya girmeden önce, kaybedeceğiniz enerjiyi hesaba katarak olumsuz düşüncelerden uzak durmanız gerektiğini asla aklınızdan çıkarmayın.

NEDEN SORUSUNA CEVAP VERİN

Her ne şekilde hareket ederseniz edin, ne yaparsanız yapın ya da ne düşünürseniz düşünün, her zaman "neden" sorusuna cevap verebilmelisiniz. Bu şekilde kendi hayatınız üzerinde kontrol sahibi olma gücünüzü daha çok arttırmış olursunuz. İnsan, çoğu zaman davranışlarının sonuçları ortaya çıktıktan sonra gerekli analizleri yapar.

Oysa daha önce "neden" sorusuna verilecek cevaplar, pozitif düşünebilmek ve hayata daha pozitif yaklaşabilmek için gerekli ön zemini hazırlayacaktır. Hayatta her şeyin bir nedeni vardır ve bu nedenlerin farkında olmak, bizi olumlu düşünebilmek için hayat karşısında daha güçlü kılar.

KORKULARINIZLA YÜZLEŞİN

Olumsuz düşüncelerin arkasında genellikle içimizde fark edilmeden ortaya çıkan ve gelişip büyüyerek hayatımızı kontrol altına alan korkularımız vardır. Pozitif düşünebilmek için önemli bir adım bu korkular ile yüzleşmektir. Korkmak tutsak olmakla aynı şeydir. Korkularımız kendilerini göstermezler. Sadece gerekli olduğunda ortaya çıkarlar.

Onların farkına vardığımız an onlarla başa çıkmak için mücadele etmeye başlamamız gerekir. Aksi takdirde korkular olumsuz düşünceleri yaratır ve güçlendirir. Pozitif düşünebilmek için korkularımızla yüzleşip onları tanımamız, onlarla başa çıkmak için harekete geçmemiz gerekir.

BAŞKALARINI ÖNEMSEMEYİN

Hayatımızın hemen her alanında başkalarıyla birlikte olmak zorunda kalırız. Bu nedenle içinde bulunduğumuz grupların diğer üyelerinin üzerimizde etkili olması farkında olmadan kapılabileceğimiz bir durumdur.

Diğer insanların bizim ne düşündüğümüz ve ne yaptığımızla yakında ilgilendikleri fikri, olumsuz düşüncelerin çok çabuk ortaya çıkmasına yol açabilir. Kendimize olan güvenimizi arttırmak ve etrafımızdaki insanların üzerimizde yarattığı baskıdan kurtulmak için atılan her adım, pozitif düşünmek için bize yardımcı olacaktır.

SAĞLIK VE SPOR

Sağlıklı beslenmek ve spor yapmak insanın fiziksel açıdan kendisiyle ilgilenmesi ve zihinsel süreçlerini kendi kontrolü altında daha olumlu bir seviyeye ulaştırması için önemlidir.

Kendinizi fiziksel olarak rahat ve iyi hissederseniz, düşüncelerinizin de pozitif olması ve daha olumlu bir bakış açısına sahip olmanız kolaylaşır. Daha pozitif düşünceler için sağlıklı beslenmeniz ve spor yapmanız gerektiğini unutmayın.

GEÇMİŞ GEÇMİŞTE KALSIN

Kötü anılar, olumsuz duyguların ortaya çıkmasına yardımcı olma özelliğine sahiptir. Geçmişte yaşadığımız kötü şeyleri hatırladıkça, hissettiğimiz olumsuz duyguları da hatırlar ve zihinsel olarak o günlere geri döneriz.

Önemli olan böyle bir durumda kötü şeyleri unutmak değil, onların hafızalarımızda edindiği mevcut önemi azaltmaktır. Geçmişin önemini azaltarak onun düşüncelerimizi olumsuza çevirmesine engel olabiliriz. Geçmişi geçmişte bırakıp, geleceğe bakmak dönmek iyi bir başlangıçtır.

HAYATA KARŞI ESNEK OLUN

Esneklik, hayat karşısında daha rahat hareket etmemizi sağlar; sert ve kesin tavırlar zorlanmamıza ve kırılıp yok olmamıza yol açar.

Esneklik, pozitif düşünebilmek için çok önemli bir ön koşuldur; çünkü farklı alanlara hareket edebilme yeteneğimizin olması alternatif açılardan bakabilmemizi ve farklı şekillerde düşünüp daha kolay bir şekilde pozitif düşüncelere odaklanabilmemizi sağlar.